“Binbull Efsanesi” Dünya Prömiyerini İstanbul Müzik Festivali’nde Yaptı
Haberler: EDDA SÖNMEZ / Kamera: ADEM KARABAYIR
türk edebiyatının büyük yazarı Yaşar Kemal‘Binboğalar Efsanesi’ destanının müzikal tiyatro uyarlamasının dünya prömiyeri, 51. İstanbul Müzik Festivali The Legend of the Binbulls, usta yazara olan hayranlığıyla tanınan Amerikalı besteci Michael Ellison tarafından bestelendi. Erdem Şimşek, Türk halk müziği sanatçısı Fatma Aydoğan ve opera sanatçısı Feride Denktaş, bağlamanın bu kadar merkezi olduğu operada Türkiye’de belki de ilk kez yer aldı.
usta yazar Yaşar Kemal Binboğalar Efsanesi’nin unutulmaz eserinin müzikal tiyatro uyarlaması dünya prömiyerini 51. İstanbul Müzik Festivali kapsamında Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’nda yaptı. Dün 14.00 ve 20.00’de iki kez seyirciyle buluşan müzikal tiyatronun yönetmenliğini Simon Jones üstlenirken koreograflığını Evrim Akyay, librettosunu ise Simon Jones, Yasemin Kuyucaklı ve Michael Ellison imzaladı.
Türkiye’nin önde gelen çağdaş müzik topluluğu Hezarfen Ensemble’ın da kurucu ortağı ve yönetmen yardımcısı olan Michael Ellison, klasisizmi çağdaş ve klasik hassasiyetle harmanlayan özgün müzikal anlatımıyla edebiyata ve müzikseverlere unutulmaz anlar yaşattı ve oyunu beğeni topladı. dakika.
Çukurova’da yerleşik hayata zorlanan göçebe bir aşiretin yaşadığı değişim ve kimlik mücadelesini hüzünle anlatan eseri müzikal bir tiyatro halinde bir araya getiren Amerikalı besteci Michael Ellison, oyunda görev alan bağlama ustası Fazilet Şimşek , opera sanatçısı Feride Büyükdenktaş ve Türk halk müziği sanatçısı Fatma Aydoğan ANKA HaberlerAjans konuştu.
ERDEM ŞİMŞEK: BAĞLAMA İLK KEZ BİR OPERADA BU KADAR AĞIR KULLANILDI.
Bağlama Sanatçısı Fazilet Şimşek, “Bizim için ilginç bir deneyim oldu. Çok heyecanlıyız ve harika bir ekiple çalışıyoruz.”
“Bu projede Yaşar Kemal Usta’nın bu dokunaklı ve göçebe yörüklerin hikâyesini anlattığı bu romanın aslında bir Bozok operasına dönüştüğünü görüyoruz. Bu aslında benim için çok özel, çok anlamlı ve çok ilham verici bir proje oldu. Bağlamanın merkezde olduğu bir proje 8. Sahnede farklı boylarda bağlama çalıyorum.Bugün Türkiye’de muhtemelen ilk kez bir operada bağlamanın bu kadar yoğun kullanıldığı bir performans sergiliyoruz. hem sembol olarak hem de işlevsel olarak çok anlamlı bir rol oynuyor ve bu anlamda Michael Ellison’ın bestesinin müzikal görüşe çok değerli fikirler vereceğini düşünüyorum, müzik tarihi açısından çok değerli çünkü Michael Ellison’ın Anadolu’yu anlama çabası klasik müziğin bu kadar derinden olması çok yeni bir şey.Türkiye’deki besteciler ve besteciler arasında örnek alınacak bir derin kavrayış çabası vardı ve bunun sonucu olarak da doğal olarak çağdaş müzik öğelerini halk müziği öğeleriyle buluşturdu. ve burada bizim için farklı bir deneyim ortaya çıktı. Olağanüstü bir grupla çalıştığımız için çok heyecanlıyız. Tüm ekibi oluşturan kusursuz bir şefimiz ve yönetmenimiz var.”
MICHAEL ELLISON: YAŞAR KEMAL’İN İSTANBUL HAKKINDAKİ ‘DENİZ KÖTÜ’ ROMANINI DA BEN YAZDIM
Parçanın bestecisi Michael Ellison, öğrencilik yıllarında Türk müziğine ilgi duyduğu için 2002 yılında Türkiye’ye geldiğini belirterek, şunları söyledi:
“Amerikalı bir besteciyim. 10 yıl Türkiye’de yaşadım ve daha çok araştırma yaptım. Bu Binboğalar Efsanesi’ni Yaşar Kemal’in romanından uyarladım. Ve şöyle başladı: Yaşar Kemal hayattayken yanına gidecektim, eşiyle tanışacaktım. Ayşe Semiha Baban konuşuyorduk Amerika’dan fon gelirse iki opera yazmak istiyorum dedim Yaşar Kemal hemen ‘İnce Memed’i vermem’ dedi. ABD’ye film çekmek istedikleri için.Yaşar Kemal’in İstanbul’u anlatan ‘Deniz Küstü’ adlı romanını ben besteledim.Binboğalar Efsanesi için Yaşar Kemal’in eşi Ayşe Semiha Baban ile yavaş yavaş anlaştık.Türkiye’ye ilk geldiğimde ben Neşat Ertaş’ı dinledim hayran kaldım.Sonunda çok güzel bir roman diye düşündüm bir bozlak operası yazmak istedim.Ve bu iş Yazmak da böyle bir fikir olarak çıktı.Deniz Küstü gibi olmayacak dedim sadece. Çağdaş müziği Bozlak olarak uyarladı.Fazilet Şimşek’in yardımıyla daha da derinlere indik.Çekiç Ali, Hacı Taşan,Neşet Ertaş ve Bozlak çok ilham verdi.Bozgunun ilk yarısı Pandemi nedeniyle iki yıl sürdü.Bitirdim. Bestenin son bölümü 2 ay önce.Zaten çok yetenekli müzisyenler işin içinde.İcra sırasında seyircilerden bazı konuşmalar ve alkışlar duydum.Muharrem Ertaş’ın ‘Ariss Migration Acted Avşar Hands’ adlı çalışmasından bazı göndermeler vardı sanırım onlar yakaladılar ve anladılar. Bu beni çok mutlu etti. Elimden geldiğince sevdiğim şeyin peşinden giderim. O yüzden bu yolda çalışmaya devam edeceğim.”
FERİDE BÜYÜKDENKTAŞ: ÇOK ÖZEL BİR PROJE, DÜNYANIN DİKKATİNİ ÇEKMEK İSTİYORUM.
Feride Büyükdenktaş ise Avrupa’da opera ve şarkı sanatları ile uğraşan bir sanatçı olduğunu ve Binboğalar Efsanesi için Türkiye’de, kendi evinde olmaktan son derece mutlu ve gururlu olduğunu söyledi. Büyükdenktaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü çok özel bir proje. Yörüklerin hikâyesini anlatan, Michael Ellison’ın bestelediği bu çağdaş operada dört şarkıcı var ve bunlardan ikisi gri gözlü sanatçılar. Hem klasik hem de yöresel müzik temalarını bir araya getiriyor. ve tarih ve seyirciye yepyeni bir karışım sunuyor.Bu projenin dünyada ilk ve son olarak ilgi çekmesini çok isterim.Operanın kompozisyonu ve muhtemelen diğer ülkelerde Avrupa sahnelerinde sahnelenecek olması. bir gün beni şahsen heyecanlandırıyor.inşallah izleyicimiz de bizim kadar beğenir ve sahiplenir.bugün gelecek herkesin eserde kendi temalarını bulacağını düşünüyorum.biz büyük bir şevk,gurur ve aşkla çalıştık. hazırlanıyor.Gerçekten son iki buçuk aydır.Yurt dışından gelip ülkemizin en değerli sanatçıları,en değerli orkestrası ve en değerli orkestra şeflerinden biri ile çalışmak ayrıca gurur verici benim için. .”
“TÜRK KÜLTÜRÜNÜ, TÜRK GELENEĞİNİ, CANLARINI VE RUHUNU DAHA ULUSLARARASI BİR PLATFORMDA SUNACAĞIZ”
Binboğalar Efsanesi’nin müzikal tiyatro uyarlamasında rol alan Türk halk müziği sanatçısı Fatma Aydoğan da projeden duyduğu heyecanı dile getirerek şunları söyledi:
“Daha çok İç Anadolu Bozlakları ve türküleri söylüyorum. Bu proje bana ilk geldiğinde çok heyecanlandım. Çünkü benim sınırlarımın dışında bir temsildi. Çalışmalarla bu noktaya geldik. Gerçekten çok güzel bir proje. Beni çok zorladı. Bütün amaçlarımız Türk kültürü, Türk geleneği, hayatı, ruhunu daha uluslararası bir platformda sunacağız.Bir yanda edebiyat üstadımız Yaşar Kemal, halkının hali ile uyum içindedir. bir yandan seyircimiz bu ezgilerde Çekiç Ali, Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Nejat Ertaş gibi ustalarımızın motiflerini duyabiliyor.Ben burada Ceren karakteriyim ve bozlak söylüyorum.Aslında bazı bölümlerine de diyebiliriz. Bir bozlak operası… Aslında bu platformda bulunmaktan ve böylesine güzel bir ekiple, şefimiz ve Michael Ellison ile çalışmaktan dolayı çok mutluyum.”
GÖRÜNTÜLER
İlk resim:Röportajlar sırasıyla Fazilet Şimşek, Michael Ellison, Feride Büyükdenktaş ve Fatma Aydoğan ile.
İkinci resim:operadan sahneler